Günün sürprizi beni üniversite eğitimi için Almanya’ya davet eden sayın Kaaş ile buluşmam oldu. Beni görünce „çok güzel bir şey yapıyorsun, dostluk için pedal çevirmen 50. Yıl için yapılmış en güzel aksiyonlardan biri. Aksiyonun insani, toplumsal yönleri var. İki topluma güzel mesaj verip gençlere örnek oluyorsun. Sendeki azim ve kararlılığı görünce bu turu yapacağına fazlasıyla kanaat getirdim“ diyerek beni motive etti.
Kardeşim Yakup Çevik’in kahvaltı ikramından sonra Pforzheim istikamatine çıkarken ATV Avrupa Gündemi Programı’na canlı telefon bağlantısı yaptıktan sonra yola çıktım. Bu arada beni gören ve uzun yol gideceğimi anlayan bir Alman vatandaşı „nasıl dayanacaksın, kolay bir tür değil ben motorla o yolları aştım“ dedi. Bende „hazırlıklıyım. O yolları aşacağım. Beni takip edin“ diyerek internet adresini verdim.
Mannheim şehir merkezi
Mannheim şehir merkezinden geçerken resim çektirmek için durunca yanıma yaklaşan bir vatandaşımız , „Yolun nereye?“ Türkiyeye. Yapmaya ya. Evet. Sırp’a uğrayacak mısın? Yok.
Deniz var mı? hayır karadan. Hırvat’tan mı geçeceksin? Evet. Bulgar’dan gitme tehklikeli.
Zaten uğramayacağım.Yunan’dan geçeceksin yani. Evet. Allah yolunu açık etsin.
Bu sözlerden sonra Mannheim üniversitesi’nin ana binasının önünden geçerken resim çektimemek olmaz. Nede olsa bir zamanlar Tübingen’e geçmeden önce bu sıralarda kısada olsa oturduk.
Schwetzingen camii
İnsanların şaşkın bakışları arasında Schwetzingen’e doğru yol aldık. Bu şehirde Saray içinde çok güzel bir camii var. Fakat ibadete açık değil. 1600’lu yıllarda dönemin kralı Osmanlı Padişahı gelirde ziyaret eder diye jest olsun diye cami yaptırmış, gerçekten gidip görmeye değer.
Arıcı Konrad ile muhabbet
„Kendinizi Almanya’da nasıl hissediyorsunuz?“
„Bizi vaktinde çok dışladılar. Oysa bizde bu ülke için çalışıyoruz. Yunanlılar ve İtalyanlar gelince bizi unuttular. Şimdide Türkleri yabancı konumuna getirdiler. “
Kendizinizi Alman olarak hissediyor musunuz?
Bir ara olabilir mi? diye düşünsemde hep yabancı olduğum hatırlatıldı.
Daha sonra Konrad soy ağacını gösterdi.
„Babam Türk kökenli olabilir“ dedi. Gerçektende Konrad’ın babası Türk’e çok benziyor. Annesinin eskiden başörtüsü taktığı resmini gösterdi.
Kondrad’ın Türk müşterisi olup olmadığını sordum.
„Evet var. Türkler genelde tenekede bal istiyor. Bizde en fazla 500 gr kavonzlarda var. Ama bu yıl tenekede de satış yapacağız“.
Kondrad’tan 500 gr’lik çiçek balı alıp yola devam ediyoruz.
Klaus ve Annette ile 15 km beraber pedalladık
Formula 1 ile ünlü Höchenheim’i geçerken Klaus ve Annette ile 15 km beraber pedalladık.
Klaus ve Anette’nin Türk komuşlarıda varmış. Birisinin dört diğerinin yedi çocuğu varmış. Anette Türklerin kendi kültürlerini korumalarının ve yaşatmalarının doğal olduğunu, kendisinin Türkiye’de yaşaması durumunda Alman kültürünü yaşatmak isteyeceğini ve bununda normal olduğunu söyledi.
Türk ve Alman yeni nesil göçün 50. Yılında birbirini anlayabiliyor mu?
Anette: “Tabiki. Bizim dönemimizde sınıfımızda hiç yabancı yoktu ama benim kızım Türk çocuklarla aynı sınıfta okudu. Gelecek nesil birbirlerini daha iyi anlayacaktır”.
Yolculumuz boyunca Klaus ve Anette ile çok güzel muhabbet ettik. Dünyanın en güzel kuşkonmazlarının Schwetzingen ve çevresinden yetiştiğini öğrendim. Waghausel’de vedalaşarak Bruchsal’a doğru yol aldık.
Kadir Boyacı’yı bekletmek olmaz. Tren istasyonunun önünde buluşuyoruz. Hedef Pforzheim.
Bruchsak gençliği yalnız bırakmadı
Korna sesleriyle ne olduğunu anlamaya çalışırken aracın penceresinden „Abi yolculuk nereye?“ oradan birisi „ben televizyonda gördüm. Türkiye’ye gidiyor“ dedi.
„Abi helal olsun ya. Mükemmel birşey yaptın. Gurur duyuyoruz seninle.“
Gencler hayat nasıl?
Çok iyi değil.
Almanya nasıl gençler?
Abi Türkiye bir başka ya. Özlüyoruz.
Abi seni takip edeceğiz.
Sağolun gençler, sizler daha iyisini yaparsınız umarım.
Kadir Boyacı ile yollara düşüyoruz
Hatıra resminden sonra Kadir Boyacı ile yollara düşüyoruz. Bretten’e kadar sorun yok ama Bretten Pforzheim arası bir tepelik ve ormanlık. Kadir Boyacı için bisiklet sürmek çileye dönüşmek üzere.
Zaman ilerlerdikçe hava karardı ama yollar bitmedi.
Günün sonunda Kadir Boyacı „İsmail seni tebrik ediyorum. Kolay birşey değilmiş.“ Arkadaşlar bisiklet sürmek, dağları tepeleri aşmak güzel ama –„hadi ben bisikleti alayım yollara düşeyim“ değil. Şehir içinde sorun yok ama uzun yol kullanacaksanız muhakkak ön hazırlık ve kondisyon şart.
Akşam 23:10 gibi Pforzheim’e Fatih Aygün’e misafir oluyoruz. İyi bir akşam yemeğini hak ettik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder